BARO
BAŞKANLARINDAN ÇAĞRI
AÇIK
MEKTUP
İnsan
beyni var oldukça çözüm vardır
Tutuklu ve hükümlüler...
Kimileri öldü, kimileri ölüm döşeğindeler,
kimileri ölmeseler de sakat kalacaklar:
Yaşadıkları sürece aileleri, yakınları onları
yarı ölü taşıyacaklar.
Devamı için tıklayınız.
SAYIN
TÜRK, HER ÖLÜMDEN SONRA AYNAYA BAKIN...
Koray
Düzgören
Siz de bir
insan olarak, - bırakın baba olmayı, profesör olmayı,
bakan olmayı- onların ölümlerini donuk bir mask gülümsemesi ile
karşılayamazsınız.
Sizin hiç
aynaya baktığınız oluyor mu sayın bakan?
Tavsiye ederim,
her ölüm haberinden sonra aynaya bakın.
İçiniz rahat mı?
Sorun kendi kendinize
Devamı için tıklayınız.
KRİZ
SONRASI AVRUPADAKİ TÜRK MEDYASI
Avrupa
yayınlarına 22 Şubat'ta son veren Sabah gazetesi
Almanyada Hürriyet ve Türkiye gazetelerinden sonra, üçüncü büyük Türk
gazetesiydi. Avrupadaki medya çevrelerinde Dinç Bilgin' in gazetesini
ekonomik kriz sebebiyle Avrupa piyasasından çektiğine inanılmıyor.
Sabah gazetesinin yüksek bir ilan gelirene sahip olması, sözkonusu
gazetenin Aydın Doğan ile yapılan bir anlaşma sonucu
Avrupa piyasasından çekildiği iddiasını güçlendiriyor.
Devamı için
tıklayınız.
PERŞEMBE GAZETESİNE SAHİP ÇIKALIM
Altı aydan beri
Alman "tageszeitung" (TAZ) Gazetesi ile birlikte dağıtılan haftalık
Türkçe-Almanca gazete PERŞEMBE ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor.
8 sayfa olarak
yayın hayatına başlayan PERŞEMBE Gazetesi yılbaşından
beri 4 sayfa olarak yayınlanıyor.Yayınlarında
özellikle Avrupa'da yaşayan göçmenlerin sorunlarına değinen
Gazete ciddi habercilik anlayışı ve farklı yorumlarıyla bildik
bulvar Türk Medyasından ayrılıyor.
PERŞEMBE' nin
ayakta kalması için desteğe ihtiyacı var!
Ayrıntılı bilgi
için lütfen PERŞEMBE' nın logosunu tıklayın.
Z.Z.Bey
PERŞEMBE
GAZETESİ-Alper Öktem
Hürriyet ve Aydınlık gazeteleri Perşembe ile ilgili olarak akıl almaz
yalanlarla dolu yayınlar yapıyorlar. Konu mahkemeleri ilgilendirmekle birlikte
fırsattan yararlanıp Hürriyet’in köşe yazarını bir köşe yazısı ile
değerlendirmeyi uygun gördük.
Z.Z. Bey
sürekli “zihniyet” ve „o kafa” sözlerini kullandığı için önce bir espri ile
başlıyoruz ve kendisini „O Kafa Zihni Zihniyet Bey” (Z.Z.) olarak
adlandırıyoruz.
Pişkinlikte de
“büyük”
MEDYAKRONIK
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul
Özkök,
medyaya dil uzatan içişleri bakanından hesap soruyor. Ortaya sürdüklerinin
hemen hepsi, kendisi ve gazetesi başta, basının ağır derecede suçlu olduğu,
bizzat Özkök’ten hesabı sorulması gereken konular.
Devamı için tıklayınız
Yetti bu ağzı salyalık durumu!
MEDYAKRONİK
Gazetelerimizin
mutfaklarında çalışan birtakım erkeklerin her tecavüz olayında cinsel fantezi
kurduğundan şüphemiz kalmadı. Sabah, bir tecavüz haberine “Kestirme
yoldan tecavüz” başlığı attı. Mânâsını yazıyı okuyunca anlayacak ve dehşete
düşeceksiniz.
Devamı
için tıklayınız
Tantan-medya savaşında
ilk çarpışmalar
MEDYAKRONIK
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın medyayı “terör” ve “tehdit”
unsuru olarak göstermesini ilk gün haberden saymayan büyük basın, Gazete
Sahipleri Birliği’nin Tantan’ı kınaması
üzerine, ikinci gün mecburen “bayat”
haberi de verdi. Kavga kızışacak görünüyor.
Devamı için tıklayınız
UMUR TALU' DAN MAİL VAR
Birçok Milliyet
calışanı gibi işten çıkarılan Umur Talu' nun
okurlarına
yazdığı bir mail ulaştı elimize.
Veda yerine...
Bir merhaba
Merhaba;
Size ancak buradan ve bu şekilde ulaşabildim.
Devamı
için tıklayınız
İŞSİZ GAZETECİ KARDEŞLERİM TAKMAYIN
KAFANIZA
ÖKÜZ-CÜNEYT
ÖZDEMIR
Hafta içi sıcak bir öğleden sonra herkes işinde gücünde
koştururken bir şehrin sokaklarını ,turist kıvamında adımlamak ilk başta
ilginç geliyor inasana, biliyorum. Ama sonrasında alışıyorsunuz.
Alışacakasınız , hatta çoğunuz çoktan alıştı
bile...
Devamı için tıklayınız
"Batı
Gazeteciliği mi?"
GÜRSEL KÖKSAL-CUMHURIYET HAFTA
Bu köşede bir süre önce Avrupa’daki Türk basınının içinde
bulunduğu krizi değerlendiren yazıda, yaşanan bu krizden çıkış yolları
aranırken, “Batı’nın fazla ciddiye alınmaması” önerisi de yapılmıştı. Konuyu
yeniden açmakta yarar var.
Devamı için tıklayınız
Ümit Otan'dan utanmayanlara dair bir
isyan yazısı;
BUGÜN HANGİ YÜZÜ
TAKIYORSUNUZ?
DÖRDÜNCÜ
KUVVET MEDYA
"Hey
sen, Boğaz'ın en güzel yerine kaçak villa kondurup sonra 'beyaz
camda' çarpık
kentleşmeyle ilgili ahkâm kesen medya gezgini... Belli etmemeye çalışıyorsunuz,
başaramıyorsunuz. İçinizin ürpertisi
buralardan hissediliyor. Donuyorsunuz. Her sabah aynada gördüğünüz yüz sizin
yüzünüz değil. Çıkarıp takmaktan bıkmadığınız maskeler yüzünüzü aşındırdı;
yüzsüz kaldınız. İmaj tazelemekten, makyaj yenilemekten bitap düştünüz, yine
vazgeçmediniz..."
Devamı için tıklayınız
CEVAP VER ERTUĞRUL:
KİME TELEFON ETTİN?
DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA
Fehmi Koru; 14 Mart'ta Hürriyet'in
tepesindeki Ertuğrul Özkök'ün, bazı gazete yöneticilerine telefon açıp
"Bizim attıklarımızı almayın!" dediğini yazdı ama Özkök bu
"ihanet iddiası"na hayır diyemedi.
Devamı için tıklayınız.
BAĞIMSIZ GAZETE DEVRİMİ
DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA
Gazeteciler Meclisi Girişimi'nde bir
süreden beri gazetecilerin tartıştıkları bir özlemi, Ragıp Duran'ın
kaleminden ilk kez kamuoyuna açıyoruz:
Devamı için tıklayınız
PALYAÇOLAR DAHA KOMİK
MURAT SEKMEN-DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA
Etibank dosyalarından birinin Istanbul DGM'ye
sevkedildiği günün ertesinde, pek çok gazetemiz olayı birinci sayfadan
görmüştü.Sabah hariç.
Devamı için tıklayınız.
“Unutturamaz seni hiçbir şey…”
KÜRŞAT BUMİN-MEDYAKRONİK
Büyük
gazetelerin (“gazeteler” kendi başlarına yazılıp,
çizilip, okura
ulaşamadığından tabiî ki “gazeteciler”in de!) Hüsamettin Özkan’dan esirgemedikleri
büyük muhabbetin (Osmanlıca-Türkçe sözlükte buna “Muhabbet-i ebedi”
deniyor)
nedenlerini epeyce biliyoruz. Ama sanırım bilmediğimiz daha çok şey var.
Bunları da belki ileride kaleme alınacak “Basın Tarihi”nde okuyacağız.
Devamı için tıklayınız.
Bir 'kovuluş' öyküsü
JURNAL.NET
Basında işten çıkarmaların bir tür sindirme
kampanyasına dönüşmesi üzerine Açık Radyo, hafta içi günlerde her sabah 08.15
- 10.00 arasında yayınlanan "Açık Gazete" adlı programında, bu
konuya özel bir köşe ayırdı. 12 Mart sabahı Milliyet gazetesinin
"Entelektüel Bakış" sayfasını hazırlayan Şahin Alpay’ın konuk
olduğu programda,16 Mart sabahı da Milliyet Sanat dergisinin
kurucusu,
Milliyet gazetesi köşe yazarı Zeynep Oral, işten çıkarılması sırasında maruz kaldığı davranışları anlattı.
Devamı için tıklayınız
Duyduk duymadik
demeyin!!!
DEEPNOT
Zeynep ORAL yılların gazetecisi. Üstelik yıllarını Milliyet
gazetesine vermiş bir gazeteci. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde pek çok
Milliyet çalışanı gibi o da işten çıkartıldı ancak gelin görün ki işten
çikartıldığını da ne yazık ki kendisi haber yapıp eşine
dostuna, okurlarına
duyurmak zorunda kaldı. Yılların gazetecisi Zeynep ORAL'ın bu hüzünlü
vedasını sizlere duyurmayı bir gazetecilik görevi biliriz.
Devamı için tıklayınız.
PES VALLAHİ MEHMET BEY....
ÜMIT
OTAN-DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA
Radikal'in arka sayfasındaki o
duyarlı aşk yazılarını gerçekten siz mi yazıyordunuz Mehmet Bey? İnsanın
inanası gelmiyor Mehmet Bey...Çiçeği burnunda bir genel yayın müdürü
olarak,
yeni gazeteniz Milliyet'teki o anons size mi ait? Hani manşetin hemen yanında
Can Dündar'ın sizde yazacağını muştulayan "İsyankar ve Romantik"
anonsu...
Devamı için tıklayınız.
Yaşasın Altermedya
ESRA DOĞU ASLAN-BIANET
Kamuoyunu doğru ve çok yönlü bilgilendirme/uyarma misyonu, yerini
patronların maksimum kârlılık tutkusuna bıraktığında; bugün gelinecek noktayı
kestirmek çok zor değildi aslında.
Devamı
için tıklayınız.
Haber ve Olaya
Bakış
NEZİH ORHON-BIANET
Haberde gerçeği (olayı) ele alırken, onu her yeniden üretimde gerçekten
bir o kadar uzaklaştığımızı göz önüne almalı ve onu en doğal halinden
uzaklaştırdığımızı bilmeliyiz.
Devamı için tıklayınız.
Matbuatın İşsiz Çocukları
FİKRET İLKİZ-BİANET
Soygunları, yolsuzlukları, olup bitenleri yazıp çizen, araştıran
gazeteciler; varidatlarını korumak isteyenler tarafından "vatan
haini" ilan edilmiştir.
Devamı için tıklayınız
Sevgi, Zafer, Feridun ve 'öteki'ler...
CUMHURİYET-25.03.2001
Siz istediğiniz kadar bir yerinizi
yırtın, galiba eşyanın tabiatı gereği, bazıları sizi duymamakta kararlı
kalacak. Özel 'basın-yayın girişimcisi' , tüysüz baldır bacak sallanmadığı,
resmi 'çağdaş karar verici' kurtbaşlı kol kaldırılmadığı sürece
karşısındakini 'ilginç' ve 'işe yarar' malzeme görmüyor. Türkiye'de kendini
eşsiz bir patavatsızlıkla hem 1., hem 2., hem de 3. gücün yerine koyan 4. güç
medya, Türkçe avantajıyla Avrupa'ya uzandığında keyfiliği had safhaya
çıkarttığı yetmiyormuş gibi 'gurbetçi' kamuoyunu 'Tek El' den belirleyen güç
olmaya çalışıyor.
Devamı için tıklayınız.
MEDYAKRONIK`IN yazisi icin
tiklayiniz
”Derin” dansçı
Kıvrak dansçı Hüsamettin Özkan”Derin devlet” içinde de
dansını sürdürüyor. Gölge Başbakan olarak anılıyor. Gizli açık her pazarlıkta
onu görmek mümkün. Tarikatçılıktan batık bankalara kadar her yerde O var…
Devamı için tıklayınız.
MEDYADA KIYAMET BAŞLADI
LeMAN
DERGİSİNDEN ALINTI: Türk basını kurulduğu günden bugüne en
büyük depremini yaşıyor.
Büyük son hazırlanıyor. Ne Abdülhamit, ne kurtuluş savaşı, ne
ikinci dünya, ne de darbe sonraları bu denli büyük bir sarsıntı geçirmedi.
Binlerce gazetecinin işten atılması, kırkyıl simge, marka şöhretleriyle
köşesinde yazıp çizenlerin kovulması, tüm gazete eklerinin iptal
edilmesi,
daha da öte, arabalarına koyacak benzin, rotatifleri döndürecek boya parası
bulmakta zorlanıyorlar...
Medyanın büyük sonu, 'ekonomik krizle' hız aldı. Çünkü medyayı
ayakta tutan, 1) Halkbank, Vakıfbank, Emlakbank gibi bankaların yıllık reklam
gelirleri, 2) Medyanın siyasi baskısıyla, patronlarına 'enerji' gibi
ihalelerin kapatılması.
Devamı için tıklayınız.
Yeni Bir Gazetecilik
Türkiye’deki krizin basını etkilediği ve hatta Avrupa’daki Türk
basınını bile vurduğu açıklanıyor. Bu, ilk bakışta doğru
gibi. Orada her gün
yüzlerce gazeteci işten atılıyor, gazeteler boyutlarını küçültüyor, sayfa
sayılarını azaltıyor, ekler iptal ediliyor. Burada da benzer gelişmeler
yaşanıyor.
İkinci büyük gazete Avrupa Sabah kapatıldı. Avrupa Hürriyet’te bir süre önce
gerçekleştirilen yapısal değişiklik sonucu işini kaybeden onlarca basın
emekçisine yenileri eklendi. Başka gazetelerin de kapatılacağı söyleniyor.
Devamı için tıklayınız.
Milliyet Operasyonun Perde Arkası
BİA Haber Merkezi -
01.03.2001
BIANET
´TEN ALINTI: Milliyet
gazetesinde 28 Şubat 2001 Çarşamba günü, adları Milliyetle özdeşleşmiş pekçok
ünlü yazar ve çizerin işlerine son verildi.
Umur
Talu, Doğan Heper, Yalçın Doğan, Bedri Koraman, Turhan Selçuk, Zeynep Oral,
Duygu Asena, Nilgün Cerrahoğlu, Şahin Alpay ve Yalım Eralap'in isimleri anında internet
sitelerinde yankılandı. Oysa başka isimler de vardı.
Milliyet Sanat'ta 40 yıllık emeği olan Akal
Atilla , Sanat Servisinin şefi Bülent Berkman , kulis köşesinin de yazarı ve
deneyimli sanat muhabiri Ayça Atikoğlu ile
magazin servisinden İpek Durkal ,
yukarıdaki isimlerle birlikte Milliyet'ten uzaklaştırılmışlardı.
Ümit Otan; üzerlerine mavi çarpı konularak işlerine son verilen
köşe yazarları ve işten atılan gazeteciler konusunda kalem oynatmaya ödleri
kopan "köşe yazanlarına", anlamlı bir çağrıda
bulunuyor:
SİZİ TERKETMEYE ÇAĞIRIYORUM!
Ümit Otan– 02.03.2001
DÖRDÜNCÜ
KUVVET MEDYA’ DAN ALINTI: "Benim banka
hortumlayan patronun gazetesinde ne işim var?", "Gazetesine ömrünü
vermiş güzel insanları yüzünden sineği kovar gibi itekleyen, aşağılayan, atıverenlerle
ben nasıl bir arada olabilirim?" diye sorun kendinize. Eğer kendinizi
"köşe yazanı" olarak görmüyorsanız, gerçek gazeteci ve yazar
olduğunuza inanıyorsanız, birazcık duyarlılığınız kaldıysa lütfen terk edin
oraları. İnanın beş kuruşsuz işsiz kalan genç gazetecilerden daha zor durumda
olmayacaksınız...
Ümit Otan'ın Yazısı... ve
Milliyet dosyasindaki diger yorumlar>>
Basında Holding Güdümü
BİA Haber Merkezi - 28.02.2001 Yasemin Varlık
Sabah'ın
Ecevit-Sezer krizinde açıkça Ecevit tarafını tutmasının, Milliyet'in AKTAŞ
soygunu haberleri yapmasının altında ne yatıyordu?
Devamı için tıklayınız.
MEDYAKRONIKTEN ALINTI:
Milliyet yönetimi, sekiz yazarı ile iki çizerinin işine son
verdi.
Günlerdir özellikle internette dolaşan dedikodularla şimdi karşımıza çıkan
sonuçlarla kıyaslayınca şunu diyebiliriz: Bu kadarı
beklenmiyordu. Milliyet
yönetiminin işine son verdiği yazarları hangi ölçüyle seçtiğine de
dikkat! Milliyet’in, özellikle yeni benimsediği cıvık-light çizgi ile
bağdaşmayacağına inandığı kişilerden ekonomik krizi bahane ederek kurtulmak
istediği anlaşılıyor. tıklayın 4
Milliyet
Gazetesi'nden SON DAKİKA notları. Avrupa büroları kapatılıyor, Sabah Gazetesi Milliyet'e
taşınıyor.
MEDYADA 28 ŞUBAT SÜRECİ
DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA’ DAN
ALINTI: Milliyet Gazetesi'nde
yaşanan yazar depreminin 28 Şubat'ın yıldönümüne rastlaması bazı gazeteciler
tarafından "Medyada 28 Şubat Süreci başladı." diye
yorumlanıyor. Bu arada Doğan Heper'in işine değil yazılarına
son verildiği, idari görevinin sürdüğü bildirildi.
Öte yandan
Milliyet Avrupa bürolarını da kapatmaya başladı. Atina ve Almanya büroları
kapatıldı. Viyana'da ise Ali Haydar Yurtsever'in
işine son verildi. Bu arada Sabah Gazetesi'nin önümüzdeki günlerde Milliyet
binasına taşınacağı, dolayısıyla işten çıkarmaların bir nevi geleceklere yer
açma operasyonu olduğu da bize ulaşan haberler arasında. Milliyet
çalışanlarının şu anki ruh hali için bir gazeteci şöyle
dedi: "Gazetenin
ortasına bomba atılmış gibi. Kimse konuşamıyor, düşünemiyor ve
gülümseyemiyor."
Son derece ilginç bir bilgi notu: Atılmalar tebliğ edildikten sonra bazı
yazar ve çizerlerin maaşları dile düştü. Bedri Koraman'ın 26
milyar, Güneri Civaoğlu'nun 45 milyar
lira "telif" aldığı söyleniyor. "Yazarların
maaş belgeleri çok yakında elden ele dolaşırsa, kimse şaşırmasın. Bu
kölelerin baronlardan intikamı olacak." deniliyor. Gelişmeleri
izliyoruz.
Milliyet
Gazetesi'nde beklenen yazarlar operasyonu başladı. Kriz medya baronlarını da
vurdu. Yazarlara kovuldunuz tebligatı yapıldı
MİLLİYET'TE 10 YAZAR
İŞTEN ÇIKARTILDI
DÖRDÜNCÜ
KUVVET MEDYA’ DAN ALINTI: Milliyet Gazetesi'nde bir haftadır söylenti
düzeyinde dolaşan köşe yazarlarının işine son verileceği haberleri bu sabah
gerçekleşti. Bu yazarlar şunlar: YALÇIN DOĞAN, UMUR
TALU, NİLGÜN
CERRAHOĞLU, DUYGU ASENA, ŞAHİN ALPAY, YALIM ERALP, BEDRİ
KORAMAN, ZEYNEP ORAL
ve TURHAN SELÇUK.
Aldığımız
bilgilere göre bu yazarlara ilave olarak Orhan Tokatlı'nın
da adı geçiyor. Ancak Tokatlı, yapılan tebligatta yok. Gazetede işten
çıkarmaların bununla kalmayacağı belirtiliyor. Çalışanlar "beklenene
rağmen" son derece şaşkın. Özellikle Bedri Koraman ve Turhan Selçuk'un
işine son verilmesi şok etkisi yaptı. Doğan Heper'in ise sadece yazılarına
son verildiği, kendisinin bundan böyle Doğan Yayın Konseyi'nde görev yapacağı
belirtildi. Milliyet'i, Hürriyet ve Radikal'deki işten çıkarmaların takip
edeceği söyleniyor. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Mehmet Eymür'den 32 kısım tekmili birden Hüsamettin Özkan
analizi. Çok önemli bir ibret vesikası.
MEDYANIN YÜZDE 90'INI YÖNETEN
ADAM
DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA’ DAN
ALINTI: MİT eski
yöneticisi Mehmet Eymür, internetteli ATİN sitesinde Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan'la ilgili çok detaylı bir analiz yayınladı. Medya ve
siyasetin ensest ilişkisini çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren bu
analizde şöyle deniliyor:
Türk medyasının yaklaşık yüzde 90'ını yöneten
Özkan,
"Cumhuriyet Tarihi'nin gelmiş geçmiş en büyük kudret simsarıymış.”
Evet,
şimdi Hüsamettin Özkan'ın, Cumhurbaşkanı dahi tehdit edebilecek gücü nereden
aldığını daha iyi anladık.
Mehmet Eymür'ün Yazısı...
EŞİ GÖRÜLMEMİŞ BİR SORUMSUZLUK
ÖRNEĞİ
Geçen hafta Pazartesi günü MGK’da gelişen olaylar Türkiye’nin gündemini
altüst etti.Zaten kötü giden ekonomi büyük bir kriz yaşadı.Türkiye’nin kredi
notu indirildi. Bu yazının amacı krizin ekonomik yanıyla ilgilenmek değil.
Yaşanan
olayları başka bir bakış açısıyla irdelemeye çalışalım.
Cumhurbaşkanı
Sezer MGK’da gelişen olaylarla ilgili basına yazılı açıklamalar dışında demeç
vermezken, Başbakan krizi izleyen günlerde Sezer’i suçlayan açıklamalarda
bulundu. Başbakan medya ile bu kadar içli dışlıyken nasıl oluyorda halk ezici
bir çoğunlukla Sezer’ i destekliyor? Kamuoyunun özellikle de medyanın hiç
alışık olmadığı bir durum yaşanıyor.
Devamı için
tıklayınız.
AVRUPA HÜRRİYET’ TEN
ÇİRKİN SUÇLAMA
23 Kasım 2000 tarihinden beri Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF)
ve AABF Yönetimi hakkında bir kampanya yürüten Hürriyet Gazetesi Yurtdışı
Sorumlusu Ertuğ Karakullukçu, kendisine okurlar tarafından iletildiğini
belirttiği iddiaları araştırmadan AABF’ nin İnternet sayfasında ‘Ermeni
Soykırımıyla’ ilgili bir metnin yer aldığını
belirtip, AABF yönetimine bölücü
ve Türkiye düşmanı suçlamalarında bulundu.
Gerçekte ise AABF’ nin İnternet sayfasında böyle bir yazı hiçbir zaman
yer almamıştı. Konunun hasasiyetine rağmen, suçlayıcı tavrının sürdüren
Karakullukçu’ nun yaklaşımı medyada ‘dezenformasyon’ ve ‘manipülasyon’ diye
adlandırılan yaklaşımı çağrıştırıyor. Burada amaç ‘özel hazırlanmış’ bir
enformasyon demeti yoluyla şüphe uyandırmak ve zihinleri bulandırmak.
Devamı için tıklayınız.
YAZARLAR FEYZİOĞLU VE DEMİREL’ DEN
KARAKULLUKÇU’ YA YANIT
Sanat yaşamlarını Almanya sürdüren Türkiye kökenli
yazarlar Yücel Feyzioğlu ve Molla Demirel, kendilerine
‘diktatör ve yobaz sahte aydın kafasına sahipler’ diye hakaret eden Hürriyet
Gazetesi Yurtdışı Yayın Müdürü Ertuğ Karakullukçu’ ya cevap
verdiler.
Feyzioğlu ve Demirel’ in cevap yazıları Alevilerin Sesi Dergisinin Şubat
2001/42. sayısında yayımlandı. Bilindiği gibi Feyzioğlu ve Demirel bir grup
sanatçı ve aydın ile birlikte Karakullukçu’ nun yayınlarından duydukları
rahatsızlığı bir basın
açıklaması ile kamuoyuna duyurmuşlardı. Henüz hazırlık aşamasında
olan açıklamayı ele geçirip yayımlayan Karakullukçu yazarlara ağır
hakaretlerde bulunmuş ve kendilerini ‘demokrat faşist’, ‘diktatör ve yobaz sahte aydın
kafasına sahipler’ diye lanse etmişti.
Devamı için tıklayınız.
ÖZKAN, SABAH’ A “SEZER’ İN İPİ ÇEKİLDİ” NOTLARI GÖNDERMİŞ
Medyokronik`in konuyla ilgili haberini okumak için www.medyakronik.com
sitesini ziyaret edin veya sitemizdeki haberleri
okuyun.
MEDYAKRONIK Sitemizdeki alıntılar
MEDYADA KOYUN DAVASI
Yeni Gündem
gazetesinin haberi
Kuva`yi Medya
Dergisinin haberi
ATIN Web-
Sitesinin haberi (Mehmet Eymür)
SEMİZ PATRONCULAR!
(Lütfü Oflaz – Leman Dergisi)
Medyayı oku, ama
tersinden oku!
Ne diyorsa, ne yazıyorsa tersidir doğrusu!
Çünkü sayfaları yalanlarla, ekranları yanlışlarla dolu.
Güya medya temiz toplumcu.
Ama beyin yıkamakla temiz toplumcu olunmuyor!
Kirli kalemler beyin yıkıyor, kafa ütülüyor!
Beyin yıkama, kirli kalemini yıka!
Bak patronuna.
Bankanın içini boşaltmış.
Devletin, milletin parasını çalmış.
İSMET SOLAK:
MEDYADA YOZLAŞMA 12 EYLÜL İLE BAŞLADI
Hain bir suikastla katledilen Cumhuriyet
Gazetesi yazarı Uğur Mumcu ölümünün 8. yıldönümde Türkiye Halk Dernekleri
Federasyonu (HDF) ve Türk-Alman Dostluk Federasyonu’ nun (ATDF) ortaklaşa
düzenledikleri bir etkinlikle Münih’ te anıldı. Toplantıya konuşmacı olarak
katılan Hürriyet Gazetesi yazarı İsmet Solak ‘Abdi İpekçi’ den Uğur Mumcu’ ya
Demokrasi mücadelesinde medyanın rolü’ konusunu işledi.
AVRUPADAKİ TÜRK MEDYASI HAKKINDA KISA BİLGİLER
Avrupada yaşayan Türklerin büyük çoğunluğu enformasyon
ihtiyacını Türk televizyon ve gazetelerinden ediniyor.
ACABA?
Semiz patroncular!
Medyayı
oku, ama tersinden oku!
Ne diyorsa, ne yazıyorsa tersidir doğrusu!
Çünkü sayfaları yalanlarla, ekranları yanlışlarla dolu.
Güya medya temiz toplumcu.
Ama beyin yıkamakla temiz toplumcu olunmuyor!
Kirli kalemler beyin yıkıyor, kafa ütülüyor!
Beyin yıkama, kirli kalemini yıka!
Bak patronuna.
Bankanın içini boşaltmış.
Devletin, milletin parasını çalmış.
Sen de kalkmış bunları yapan patronuna toz kondurmuyorsun.
Ondan sonra da temiz toplumculuktan bahsediyorsun.
Kim inanır sana?
Hadi tüm medya patronlarının kirlilikte birbirlerinden farkı olmadığını
söyleyip yazsana.
Hadi tüm medya patronlarının devlet işletmelerini, devlet ihalelerini nasıl
beleşine aldıklarını söyleyip yazsana.
Hadi tüm medya patronlarının devletten aldıkları teşvikleri, kredileri nasıl
yiyip yuttuklarını söyleyip yazsana.
Hadi tüm medya patronlarının bankaları vasıtasıyla devleti, milleti nasıl
soyduklarını söyleyip yazsana.
Murat Demirel'den ne farkı var senin patronlarının?
Ama sen kendi patronunun kirliliğini söyleyip yazmazsın.
Senin yaptığın temiz toplumculuk değil semiz patronculuk!
Ey semiz patroncu kirli kalem!
Kendi patronunun kirliliğini yazamıyorsan aklanamazsın başkalarının
kirliliğini yazmakla.
En iyisi sen o kirli kalemini al da sok kınına!
(Lütfü
Oflaz - Leman Dergisi 23.01.2001)
|